3-9 Kasım Organ Bağışı Farkındalık Haftası
Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri arası “Organ Bağışı Haftası” olarak kutlanmaktadır. Organ bağışı ve organ nakli sayılarının yetersizliği son dönem organ yetersizliği nedeniyle tedavi görmekte olan birçok hastanın organ beklerken hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Organ yetmezlikleri önemli bir sağlık sorunu olarak gündemde yer almakta, organ bağışı ve organ nakli sayılarının arttırılması Bakanlığımızın öncelikli hedefleri arasında bulunmaktadır.
Kişi hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesine “Organ Bağışı “ denir.
Organ ve doku bağışında bulunacak olan kişinin On sekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olması gerekmektedir. Organ ve doku bağış talebinin 2 tanık huzurunda tesirden uzak ve çıkar gözetmeksizin imzalanması gerekmektedir.
Ülkemizde en çok nakli yapılan organlar; böbrek, karaciğer, kalp, pankreas, akciğer ve ince bağırsaktır.
Organ ve doku bağışı yapılabilecek yerler arasında, İl Sağlık Müdürlüğü, Tüm Devlet Hastaneleri, Tüm Özel Hastaneler, Toplum Sağlığı Merkezleri, Aile Sağlığı Merkezleri bulunmaktadır.
Ülkemizde 2024 yılı içerisinde yapılan böbrek nakillerinden 1695 kişisi canlı donörden alınırken, 79 tanesi kadavradan temin edilmiştir. Ülkemiz sevdiğimiz insanlara canlı donör olmayı kabul eden ülkeler arasında ilk sıralarda yer alırken, maalesef ki yaşamımız sona erdikten sonra yok olacak organlarımızı bağışlayıp kullanılarak yeni hayatlar kurtarma konusunda son sıralarda yer almaktadır.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 19.01.1968 gün ve 3 sayılı gerekçeli kararında ise "yalnız hayatı kurtarmak için değil, bir organı tedavi etmek, hastalığın tedavisini çabuklaştırmak için de kan naklinin caiz olduğu, tıbbi ve hukuki kaidelere riayet edilmek şartıyla kalp naklinin de caiz olacağı..." ifade olunmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun 03.03.1980 tarihli karar 13’te ;”…zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, mesleki ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi, hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması, organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, bağışlanacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması, şartlarına uyularak organ naklinin caiz olduğuna hüküm vermiştir…" ifadeleri ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır.
Kur’an-ı Kerim’de Maide Suresi 32.Ayetinde “Kim bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle onu yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur” denilmektedir.
Halkımızı doku ve organ bağışı konusunda duyarlı olmaya ve bağışta bulunmaya davet ediyoruz.
