Babalarımızın Sağlığı Risk Altında
18 Haziran 2017

40 yaş üstü erkekler sadece kadınlardan daha az beklenen yaşam süresine sahip olmayıp önemli sağlık riskleri ile de karşı karşıyadırlar. Bu riskleri azaltmak ve onların daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamak için, beslenme ve yaşam şeklinde yapılacak değişiklikler oldukça önemlidir.

Ülkemizde erkeklerin karşılaştığı en büyük sağlık risklerinden biri koroner kalp hastalıklarıdır. Ülkemizde koroner kalp hastalıklarından ölüm oranı tüm ölümler içinde %43 ile ilk sırada gelmektedir. Toplumumuzda koroner kalp hastalıklarından ölümler 45-74 yaş grubu için Avrupa ülkeleri arasında en yüksek seviyelerdedir.

Koroner kalp hastalıkları geniş ölçüde yaşa ve cinsiyete bağlıdır. Erkeklerde kadınlardan yaklaşık 10 yaş erken başlar ve oran daha yüksektir. İlerleyen her on yaş hastalığa yakalanma riskini yaklaşık 2 -2,5 kat arttırır.

Eğer babalarımız aşağıdaki risklerden bir ya da birkaçını taşıyorsa, koroner kalp hastalığı yönünden son derece dikkatli olması gerekir:

  • 45 yaşın üzerinde olmak,
  • Birinci dereceden erkek akrabalarda 55 yaşından önce koroner arter hastalığının varlığı,
  • Sigara içmek,
  • Hipertansiyon,
  • Total kolesterolün 200 mg/dLden fazla olması,
  • Şişmanlık,
  • Sebze ve meyve tüketiminin yetersiz olması,
  • Fiziksel aktivitenin azlığı (Bakanlığımız tarafından yürütülen bir araştırmada ülkemizde erkeklerin %95'inin fiziksel aktivite yapmadığı ortaya konmuştur)

Yine erkeklerin sağlığını olumsuz yönde etkileyen kan basıncı değerlerindeki artış, yaşlanma ile birlikte artış göstermektedir. Bakanlığımız tarafından yürütülen bir araştırmada ülkemizde erkeklerde hipertansiyon görülme sıklığı %19.5 bulunmuştur. Ancak hipertansiyon hastası olan erkeklerin ancak %16'sı tedavi görmektedir.

Erkeklerde görülen obezite (aşırı şişmanlık) oranı %21.2'dir. Özellikle 50-59 yaş grubundaki erkeklerde obezite oranı en yüksektir. Obezite görülen erkeklerde kalp hastalığı görülme riski çok daha fazladır.

Kan kolesterol düzeyleri 50 yaşına kadar erkeklerde daha yüksek seyretmektedir. Yaptığımız taramada 30 yaş üstü erkeklerin %11.6sında şeker hastalığı saptanmıştır.

Ülkemizde sigara içilmesi kadınlara oranla erkeklerde daha yaygın dır. 40-59 yaş arasında kadınların %13'ü, erkeklerin %56'sı , 60 yaş üstünde ise kadınların %5'i, erkeklerin %37'si sigara içmektedir. Ülkemizde her yıl 100 bin kişi sigara nedeniyle ölmektedir.

Babalarımız sağlıklarını korumak için aşağıdaki önerileri dikkate almalıdırlar:

  • Yeterli ve dengeli beslenin. Yeterli ve dengeli beslenme; dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesi ile sağlanır. Bunlar; süt grubunda yer alan süt, yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir, kurubaklagiller vs, sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır, tarhana v.s.dir. Bu besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmektedir. Bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bunu etkilemektedir.
  • Yağlar konusunda ölçülü olun ve doymamış yağları tercih edin. Tereyağı, diğer hayvansal yağlar ve margarinlerin çoğu doymuş yağlardır ve kolesterol seviyesini artırırlar. Ayçiçek, soya, mısırözü gibi bitkisel yağların çoğu ise doymamış yağlardır ve kolesterol içermezler. Pratik olarak günlük tüketilecek yağın üçte birinin tereyağı gibi katı yağlardan, üçte biri zeytinyağı gibi tekli doymamış yağlardan, kalan üçte biri de mısır özü ve ayçiçek yağı gibi bitkisel kaynaklı çoklu doymamış yağ asitlerinden oluşan yağlardan karşılanması önerilmektedir. Ancak günlük olarak tüketilen et, süt ve yoğurt tüketimi ile katı yağ ihtiyacımız karşılandığı için, ayrıca katı yağ alınmasına gerek yoktur. Margarinler, sıvı yağların hidrojenlendirilmesi ile oluşturulur. Sağlık için zararlı trans yağ asitlerini içerdiğinden diyette yer alması önerilmemektedir. Yağlar kızartma işlemi için kullanıldığında trans yağ asitleri yanında, diğer zararlı madde oranı da arttığından günlük beslenmede kızartmalara fazla yer verilmemelidir.
  • Günlük protein ihtiyacının hayvansal ve bitkisel kaynaklardan dengeli olarak alınmasına özen gösterin. Özellikle kurubaklagiller yenileceği zaman, beraberinde C vitamini kaynaklarından olan bol limonlu salata, soğan, domates ya da meyve olursa, çok daha besleyici olduğu unutulmamalıdır.
  • Besinler yoluyla alınan kolesterole dikkat edin. Kolesterol miktarı, kırmızı et, sakatat gibi hayvansal gıdalarda yüksektir. Besinler tüketilirken kolesterol içerikleri göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Posalı besinleri sıkça tüketin. Posanın kan kolesterolünü düşürücü etkisi vardır. Sebze ve meyveler posa, vitamin ve mineral içeriği zengin olan besinlerdir. Bunun yanında kurubaklagiller, yulaf, mercimek, mısır, buğday ve ekmek gibi posa yönünden zengin besinler diyette yer almalıdır. Buğday ununun kepeği alınmadan tüketilmesi tercih edilmelidir.
  • Şekerli içecek ve tatlı tüketiminizi azaltın, şeker içeriği az olan besinleri tercih edin. Şekerler saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Bu besinlerin fazla miktarda tüketimi, aşırı enerji alımının nedenidir ve vücut ağırlığının artmasına (şişmanlığa) ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin de azalmasına neden olur.
  • Alkol ve sigaradan uzak durun. Fazla alkol sindirim enzimlerini bozar, karaciğer ve beyin üzerinde olumsuz etki yapar. Alkol tüketmeyen kişiler koroner kalp hastalığından korunmak için alkol tüketmeye teşvik edilmemelidir.
  • Tuz tüketimine dikkat edin. Tuz tüketimi ile hipertansiyon arasında yakın bir ilişki vardır. Ayrıca fazla tuz tüketimi idrarla kalsiyum atılmasını arttırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur. Tuz tüketimini azaltmak için;
    • Lezzetine bakmadan yemeklere tuz eklemeyin.
    • Daima taze ve aşırı tuz içermeyen besinleri tercih edin.
    • Satın alınan hazır ürünlerin etiketlerini mutlaka okuyun. Tuzsuz ya da tuzu azaltılmış besinleri tercih edin.
    • Masada tuz kullanmayın. Baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcıları tuz yerine tercih edin.
    • Turşu, ketçap, hardal, soya sosu vb. yiyeceklerin tuz içeriği çok fazladır. Bu besinlerden uzak durun ya da az ve seyrek tüketin.
    • Sebze ve meyve tüketimini artırın.
    • Bol su için. Su genelde az sodyum içerir. Şişe suları ve maden sularının sodyum içeriğini etiketinden kontrol edin.
  • Vücut ağırlığınızı dengede tutun, fiziksel aktivitenizi artırın. Vücut ağırlığının normalden az yada çok olması çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bu nedenle kilonuzu normal sınırlar içinde tutmak için yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Her gün yeterli miktarda sebze ve meyve tüketmeli, et, yumurta gibi hayvansal proteinden zengin besinleri aşırıya kaçmadan uygun miktarlarda tüketin.
  • Hareketli bir yaşam sürmeye çalışın;
    • Kısa mesafeleri yürüyün.
    • Çok gerekmedikçe asansör, yürüyen merdiven vs. kullanmamaya özen gösterin
    • Her gün en az 30 dakika yürüyüş yapın.
Kaynak: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu(Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı)